Eve döndüğümde, kendime yiyecek birşeyler hazırlamak için mutfağa yöneldim. Bir şekilde idare edebiliyordum, yemek benim için problem değildi ama yakında ev temizlenmemekten tozlanmaya filan başlayacaktı. Hizmetkâr bulmam gerekiyordu, hemde koca bir malikaneyi temizlemek ve yemek yapmak için en az beş tane. Yorgundum, ama yemekten sonra kendimi zorlayarak pazaryerine indim. Malikaneden şehrin merkezinin yürüme mesafesinde olması çok iyiydi, bu şekilde portal açmam bile gerekmiyordu. Zaten dönüş için portal açmak dışında enerjimde kalmamıştı. Birkaç Mavia vatandaşının yönlendirmesiyle hizmetkâr bulabileceğim bir sokak bulduğumda, başarılı bir pazarlık sonrası üç hizmetkâr, iki aşçı, bir bahçıvan ve evin güvenliği ve alışverişiyle ilgilenecek iki irice adam aldım. Tamamı elementaldi, tek element kullanma özelliğiyle doğmuş büyü türünün alt kademesi sayılan türden. Dünyanın bazı bölgelerinde hala sert bir dille kölelik – efendilik adı altında kast sistemi sürsede Mavia'da buna kölelik denmiyordu. Hizmetkâr, geçimini sağlayamayıp kendilerini bu işle ilgilenen işverenlere teslim eden, eğitim alan ve bu sayede iş ve ev edinen daha güçsüz ırklardan oluşan kişiye denirdi. Mavia'da bu kölelik sayılmıyordu, daha kibar ve hakları olan bir meslekti. Yeni reşit göründüğüm halde tek başıma sekiz hizmetkâr almam, aldığım hizmetkarların bile tuhafına gitmiş olsada malikanenin önünde portaldan çıktıklarında neden sayılarının fazla olduğunu anlamış oldular. Kapıları iterek açtıktan sonra, peşimden herkesi salona götürdüm.
" Adım Alya Allison. On sekiz yaşındayım, eskiden kuzeyde yaşıyordum ama bir süredir başkentteyim. Kraliyette başkatip olarak çalışmaya başladım, birkaç gün oldu. Malikane ve malikaneyi çevreleyen bölge tamamen bana ait, yani bugünden sonra sizede ait. Sizden uçuk beklentilerim yok, günün çoğunda evde bile olmuyorum. Sabah kahv6, akşam yemeği, temizlik, alışveriş, arka bahçede küçük bir sera alanı var, orada birşeyler yetiştirme, genel anlamda kalabalık olmanız göreviyle sizi buraya getirdim. Aşırı zengin değilim, ama genel düzeni sağlayacak kadar param var." Cebimden çıkardığım keseyi çıkarıp sayarken herkes sessizce izledi. Sonunda bittiğinde, eksik olan dört altını ekleyip keseyi masaya bıraktım. " Sekiz kişisiniz, burada kırk bin altın değerinde kırk orium var. Herkese beş orium düşüyor. Bu hafta maaş olarak beş orium veriyorum. İhtiyaçlarınızı karşılayın, kendinize birşeyler alın." Söylediğimi yaparak herkes beş altını alıp cebine attı. " Bu genel işleyiş için kullanılacak olan para." İkinci keseyide masaya bıraktım, tahmini elli orium kadar vardı. " Ev masraflarından pek anlamam, bu zamana dek sadece kendi karnımı doyurabildim. Yetmez ise bana tekrar söylersiniz, arttırırım. Kendi aranızda ihtiyaç listesi hazırlarsanız, haftalık olarak ortalama bir ev masrafı parası ayarlarız."
" Eminim bu kadarı fazlasıyla yetecektir, hanımım." dedi aşçılardan biri saygıyla gülümserken.
" Bana bilgi verirsiniz, öyleyse." Oturduğum koltuktan kalktım. " Size evi göstereyim." Birlikte hole çıktık. Mutfağı, bahçeyi, serayı gezdikten sonra herkesi mutfağın koridorunda bulunan, çalışanlar için yapıldığı anlaşılan odalara götürdüm. Hepsi misafir odaları kadar geniş ve güzeldi. Çift kişilik yatakları ve orman manzaralı balkonları olan gayet güzel odalardı. Her birinin odasında banyosu, çalışma masası ve genişçe giyinme dolabı vardı. Zaten hemen seçimler yapıldı ve erkekler koridorun bir tarafında kalan odalara, kadınlar diğer tarafında kalan odalara dağıldı. Getirdikleri yalnız bir çanta dolusu, onlara verilen standart kıyafetlerdi, dolaba yerleştirdiklerinde ufacık bir yeri doldurmadı. Ama her birinin beş bin altını olduğunu düşünürsek, yarın ve sonraki haftalarda o dolabı dolduracak kadar gayet iyi duruma geleceklerine emindim. Beş orium kuzeyde bir hizmetkâra göre standartların iki katı bir paraydı. Herkes dolabını yerleştirdikten sonra koridorda son bir konuşma yapmaya karar verdim.
" Herkesin görevini layıkıyla yapacağına eminim, kalan zamansa tamamen size ait. Birbirinize yardım edebilir ya da dışarıda gezebilirsiniz. Başınızı belaya sokmadığınız sürece ne isterseniz yapın, umurumda değil. (Güldüler.) Burası askeri kamp değil, sizi yargılamak, baskı altında yaşatmak amacında değilim. Aynı zamanda birbirinizede bunu yapma amacında olmamamızı isterim. Hepimiz mutlu mesut yaşayıp gidelim isterim. Umarım kendimi iyi açıklamışımdır."
" Ben iyi anladım, anlamayan varsa yeni odamda ayrıntılarıyla anlatabilirim." dedi kırklı yaşlarında görünümüyle bile gayet karizmatik olan bahçıvan Roys çapkın bir şekilde. Kadınlar kıkır kıkır güldü.
" Teşekkür ederiz, ama yeni odanda bu gece yalnız uyuman gerekecek, bizde anladık." dedi aşçılardan, Talia.
Gülüşmeler arasında, herkesi bırakıp iyi geceler dileyerek yukarı çıktım. Yatağa kendimi attığımda, boş malikane artık daha çok gelmek istediğim bi yere dönüştü. Ama aynı zamanda bunun üzerine gitmem gerektiğini hatırladım. Malikanenin bana nereden geldiğini araştırma fırsatım olmamıştı. Yarın bununla ilgili birşeyler yapmaya karar verip üzerime pijamalarımı geçirdim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.