Luna, bir anda bu gerilimi daha da ileri taşımaya karar verdi. Dansın gerçekten bitmemiş olduğunu ima eden bir hareketle, Poll'u belinden tutarak aniden bir dönüş hareketi yaptı. Bu hareket, Poll'un bir an dengesini kaybetmesine neden oldu. Poll, Luna'nın bu ani ve kasıtlı hareketine refleks olarak uyum sağlamaya çalıştı, ancak kadın, bacağını stratejik bir şekilde yırtmacından açarak Poll'un dengesini tamamen bozmayı başardı.
Luna'nın parıltılı, yırtmaçlı elbisesi, hareket sırasında bacağını tamamen ortaya çıkardı. Poll, Luna'nın ani dönüşü ve vücudunun ona doğru çekilmesiyle birlikte dengesini kaybedip öne doğru eğildi. Bu sırada Luna, elbisesinin taşlı kısmını bilinçli bir şekilde tam Poll'un göğüs ve göbek hizasına denk getirdi. Poll, bir anda kendisini Luna'nın taşlarla süslenmiş, ışıldayan elbisesine doğru düşerken buldu. Gözleri büyümüş, ağzı istemsiz bir şekilde şaşkınlıkla açılmıştı. Poll'un yüzü, açık ağzıyla birlikte Luna'nın elbisesine gömüldü.
Poll, bu anın tamamen kontrolü dışında gerçekleştiğini hissetti. Ellerini dengelemek için refleksif olarak yukarıya doğru kaldırdı, ancak bu hareket, ellerinin Luna'nın sırt dekoltesine yerleşmesine neden oldu. Parmaklarının altında, Luna'nın sıcak tenini ve elbisenin yumuşak kumaşını hissediyordu. İkisi de bir anlığına durdu, sanki zaman donmuş gibi. Poll, bu pozisyonda ne yapacağını bilemez haldeydi, ama aynı zamanda durumu düzeltmek için de bir çaba göstermedi.
Luna ise bu pozisyondan açıkça keyif alıyordu. Yüzündeki gülümseme, hem eğlenceli hem de kışkırtıcı bir ifadeye dönüşmüştü. "Ah, Bay Crime," dedi, sesi hafif bir alayla karışmıştı. "Sanırım dengenizi kaybettiniz." Sözleriyle birlikte kahkahaya benzeyen hafif bir gülüş bıraktı. Ancak bu kahkaha, yalnızca eğlenceyi değil, aynı zamanda kontrolü elinde tutmanın verdiği hazzı da barındırıyordu.
Poll, Luna'nın sözlerini duyarak yüzünü kaldırmaya çalıştı, ancak kadın, ellerini kullanarak Poll'un tam da bulunduğu yerde kalmasını sağladı. Ellerini Poll'un omuzlarına yerleştirerek, onu hafifçe bastırdı ve hareket etmesine izin vermedi. "Bir dakika," dedi Luna, bu kez sesi daha alçak ve yavaş bir tondaydı. "Hemen kalkmayın. Bu pozisyon oldukça... ilginç."
Poll, Luna'nın bu tavrına şaşırmış, ancak aynı zamanda tamamen etkisi altına girmişti. Kadının taşlı elbisesine göğsüyle temas eden yüzü, parıltıların arasında neredeyse bir parça gibi görünüyordu. Luna'nın parmaklarının Poll'un omuzlarında hissettirdiği baskı, onu hem daha da tahrik ediyor hem de bu anın yoğunluğunu artırıyordu.
Luna, yüzündeki o kışkırtıcı gülümsemeyi hiç kaybetmeden, Poll'a doğru hafifçe eğildi. "Bay Crime," dedi, sesi bu kez neredeyse bir fısıltıydı. "Bazen kontrolü kaybetmek... eğlenceli olabilir." Bu sözlerin ardından, Luna'nın parmakları Poll'un omuzlarında hafifçe hareket etti. Bu hareket, Poll'un omurgasında bir ürperti yarattı.
Poll, ellerini Luna'nın sırtından çekmeye çalıştı, ancak Luna, bu hareketi fark ederek bir elini hızla Poll'un elinin üzerine yerleştirdi. "Hayır," dedi, sesi daha kararlı bir tondaydı. "Henüz değil. Bu anı bozmayalım."
Bu noktada Poll, tamamen Luna'nın kontrolündeydi. Kendi istemsiz tepkileri, kadının bilinçli ve stratejik hareketleriyle harmanlanmıştı. Luna, bu durumun tam ortasında, Poll'u tamamen etkisi altına almıştı. Elbisesinin taşlı yüzeyi, Poll'un açık göğsüne ve boynuna hafif bir baskı yapıyor, bu tensel temas, ikisi arasındaki gerilimi daha da artırıyordu.
Sonunda Luna, Poll'un omzundan elini çekerek, hafif bir kahkaha attı ve birkaç adım geri çekildi. Bu hareket, aralarındaki yakınlığı kısmen sona erdirse de, odadaki yoğunluğu hiçbir şekilde azaltmamıştı. Luna, kendine hâkim bir şekilde Poll'a bakarak, "Sanırım bu akşam sizinle dans ederken bir hayli şey öğrendim, Bay Crime," dedi. Yüzündeki kışkırtıcı gülümseme hâlâ yerindeydi.
Poll ise hâlâ o anın etkisinden çıkamamıştı. Nefesi hızlanmış, yüzü hâlâ Luna'ya odaklanmıştı. Kadının sözleri, dokunuşları ve tavırları, onun zihninde bir iz bırakmıştı. Ancak Poll, bu oyunun sona ermediğini ve Luna'nın bu gecede daha fazla planı olduğunu hissediyordu. Luna Maiden, yalnızca bir kadın değil, aynı zamanda bir stratejistti. Ve Poll, bu oyunun içinde daha derinlere çekilmeye başlamıştı.
Poll, Luna'nın birkaç adım ötede durup kendisine derin bir bakışla baktığını fark ettiğinde, içinde her şeyin karmaşık bir şekilde bir araya geldiğini hissetti. Kadının yüzündeki kışkırtıcı gülümseme, bu anın sıradan bir karşılaşmadan çok daha fazlası olduğunu hissettiriyordu. Poll, bakışlarını Luna'nın gözlerinden ayıramıyordu. Her detay, her hareket, her nefes, aralarındaki gerilimi daha da yoğunlaştırıyordu. Poll, derin bir nefes aldı ve gözlerini tekrar Luna'nın elbisesinin parlak taşlarından kadının yüzüne kaydırdı.
"Bu gerçekten ilginç," dedi, sesi derin ve dikkatle ölçülmüştü, "ama harikaydı." Luna, bu sözlere karşılık, yüzünde derinleşen bir gülümsemeyle Poll'a doğru bir adım attı. Yavaşça başını eğerek, "Eğer bu kadar harikaysa, daha fazlası neden olmasın?" dedi. Sesi, odanın sessizliğinde yankılanan bir fısıltı kadar yumuşak ama içinde kışkırtıcı bir davet barındırıyordu.
İkisi de birbirlerine uzun uzun baktılar. Bu bakışlar, kelimelerin çok ötesinde bir iletişimdi. Her ikisi de diğerinin ne istediğini biliyor, ancak kimsenin ilk adımı atmaması bir bekleyiş yaratıyordu. Poll, bir yandan düşünmeye çalışsa da, karşısında duran Luna'nın varlığı, onun düşünce yetisini tamamen tüketmişti. Kadının gözleri, bakışlarını bir oklu gibi içine çekiyor, nefesi ve duruşu Poll'un aklını ele geçiriyordu.
Luna, Poll'un hareketlerini dikkatle izliyordu. Bakışlarında beklenmedik bir keskinlik ve dikkat vardı. Poll'un bir hamle yapmasını istiyordu; ancak bu bekleyişin her saniyesi, aralarındaki gerilimi daha da artırıyordu. Poll, kadının yüzündeki ifadeyi okuyarak bir karara vardı. Bu, sıradan bir andan çok daha fazlasıydı ve içinde bulunduğu bu yoğun atmosferin önünde duramazdı.
Sonunda beklenen o adım geldi. Poll, bir nefes alarak hafifçe Luna'ya doğru eğildi. Ancak tam bu sırada Luna, sanki bu an için uzun zamandır pusuda bekliyormuş gibi aniden ileri atıldı ve Poll'un hareketini tamamlamasına izin vermeden ona doğru eğildi. Dudakları, sert ve kararlı bir şekilde Poll'un dudaklarına kilitlendi. Bu ani hareket, ikisinin de savunmalarını tamamen ortadan kaldıran bir fırtına etkisi yarattı. Öpüşme, bir anda yoğun bir enerjiyle başladı.
Luna, tutkulu bir şekilde Poll'a doğru bastırırken, elleri hızla onun sırtına doğru hareket etti. Parmak uçları, Poll'un smokininin üzerinden omuzlarına, ardından sırtına doğru kayıyordu. Her hareket, onun içindeki tutkunun ne kadar kontrolsüz olduğunu gösteriyordu. Poll ise aynı şekilde Luna'nın beline elini yerleştirerek, kadının vücudunu nazik ama kararlı bir şekilde kendine çekti. Luna'nın teninin sıcaklığı, elbisenin ince kumaşının altından bile hissediliyordu. Kadının kokusu, Poll'un zihnini tamamen ele geçirmişti; tatlı ama bir o kadar da baş döndürücü bir parfüm kokusu, her nefes alışında daha derinlere işliyordu.
Öpüşme, hızla yoğun bir mücadelenin içine dönüşmeye başladı. Luna, bir adım geri çekilip yeniden öne eğilirken, bu hareketleri bir köşe kapmaca oyununa benziyordu. Poll, kadının ritmini yakalayarak onun her hareketine uyum sağlıyor, bir yandan da aralarındaki gerilimi artırıyordu. Luna'nın dudaklarının yumuşaklığı ve Poll'un kararlılığı, bu anı bir enerji patlamasına dönüştürmüştü. Poll, Luna'yı kendine daha da çekerek sırtını kavradı. Parmakları, kadının açık sırt dekoltesi boyunca kayarken, teninin pürüzsüzlüğünü hissetti. Luna, Poll'un bu dokunuşlarına içgüdüsel bir şekilde karşılık veriyor, her hareketiyle daha fazlasını istiyordu.
Aralarındaki bu yoğun temas, odadaki havayı iyice ağırlaştırmıştı. Öpüşmeleri, birbiri ardına gelen ritmik bir mücadeleye dönüştü. Luna, her geri çekilişinde bir anlık duraksama yaratıyor, ardından tekrar Poll'a doğru eğilerek onun kontrolünü zorlamaya devam ediyordu. Poll, bu oyunda Luna'ya tamamen teslim olmamak için çabalıyordu, ancak kadının cazibesi ve hareketlerinin etkisi altında kalmamak imkânsızdı.
Bir anda Luna, Poll'u hafifçe köşeye sıkıştırdı. Vücudunu, onun vücuduna doğru daha da bastırdı. Elbisesinin taşlı kumaşı, Poll'un göğsüne ve karnına hafifçe sürtünüyordu. Bu temas, Poll'un zihnindeki tüm mantıklı düşünceleri tamamen silip süpürdü. Luna, başını hafifçe kaldırarak, gözlerini Poll'un gözlerine dikti. Aralarındaki mesafe, artık tamamen kaybolmuştu. Poll, kadının nefesini kendi yüzünde hissediyor, onun bakışlarının derinliğinde kayboluyordu.
Luna'nın elleri, Poll'un sırtında hızla hareket etmeye devam ediyordu. Parmakları, omuzlarından aşağıya doğru kayarken, her dokunuşunda biraz daha yoğun bir duygu bırakıyordu. Poll ise kadının belini sıkıca kavramış, onun vücudunu kendi vücuduna daha da bastırmıştı. Bu an, ikisinin de kontrolü tamamen kaybettiği bir noktaya dönüşmüştü.
Poll ve Luna, aralarındaki bu yoğunluğu daha da ileri taşıyarak birbirlerine tamamen yakın bir şekilde kalmışlardı. Poll, Luna'nın kokusunu derin bir nefesle içine çekti. Luna'nın parfümü, tatlı bir çiçek notasıyla birleşen hafif bir baharat kokusu yayıyordu. Bu koku, Poll'un başını daha da döndürüyordu. Luna ise Poll'un boynuna yaklaşıyor, parmak uçlarıyla sırtına daha fazla baskı uyguluyordu.
Bu yoğun an, aralarındaki duyguların ve arzuların doruk noktasına ulaştığı bir noktaya dönüşmüştü. İkisinin de vücutları birbirine tamamen bastırılmıştı. Luna'nın yırtmaçlı elbisesinin altından bacağı, Poll'un bacağına temas ediyor, bu temas bile her ikisi için elektriksel bir etki yaratıyordu. Poll, Luna'nın yüzüne doğru eğilerek bir kez daha dudaklarını ona yaklaştırdı. İkisinin de nefesleri hızlanmış, odadaki atmosfer tamamen değişmişti. Bu an, yalnızca bir fiziksel temas değil, aynı zamanda iki farklı karakterin bir araya geldiği ve birbirlerini tamamen ele geçirdiği bir bağa dönüşmüştü.