İlk önce, her tartışmanın esasını ele alacak, bir tartışmada aslında ne
olduğuna bakacağız. Diyelim ki muhalifimiz bir tez öne sürdü (ya da biz
sürdük, bu fark etmez). Bunu çürütmek için iki tarz ve iki yol vardır.
Tarzlar: a) ad rem [konuya yönelik]; b) ad hominem [insana yönelik] ya da
ex concessis [kabul edilmiş olana göre]. Yani öne sürülen önermenin yaeşyanın tabiatıyla, mutlak nesnel gerçekle; ya da muhalifin başka iddialarıyla
veya onayladığı diğer şeylerle, yani göreli öznel gerçekle uyuşmadığını
göstermeliyiz. Bu sonuncu tarz sadece kanaate bağlı göreli bir şeydir ve
konuya ilişkin nesnel doğruyla bir bağlantısı yoktur.
Yollar: a) doğrudan çürütme; b) dolaylı çürütme. Doğrudan çürütme tezin
nedenlerine, dolaylı çürütme ise sonuçlarına saldırır; ilki tezin doğru
olmadığını, ikinci ise doğru olamayacağını gösterir.
Doğrudan çürütme iki türlü olabilir: Ya muhalifin önermesini dayandırdığı
nedenlerin yanlış olduğunu gösteririz (nego majorem; minorem [büyük
ve/veya küçük öncülün reddi]) ya da nedenleri kabul ederiz ama bunlardan o
önermenin çıkmayacağını gösteririz (nego consequentiam [vargının reddi]);
yani tasımın vargısı veya biçimini hedef alırız.
Dolaylı çürütmede ise ya Apagoge [sapma; bir şeyi karşıtının saçma ya da
olanaksız olduğunu göstererek ispatlama] ya da örneğe [Instanz] başvurulur.
Apagoge: Muhalifin önermesini doğru kabul ederiz; sonra bunu doğru kabul
edilen bir başka önermeyle birlikte bir çıkarsamanın öncülü olarak
kullandığımızda ne sonuç çıkacağını gösteririz: Ortaya açıkça yanlış olan bir
vargı çıkmıştır, ya eşyanın tabiatıyla
10
ya da muhalifin başka iddialarıyla
çelişmektedir, yani ad rem ya da ad hominem olarak yanlıştır (Hippia Major
ve başka diyaloglarda Sokrates). Demek ki muhalifin tezi olan önerme de
yanlıştır: Çünkü her ne kadar yanlış öncüllerden hep yanlış önermeler çıkmasa
da, doğru öncüllerden sadece doğru önermeler çıkar.
10 Eğer şüphe edilemez bir doğruyla çelişiyorsa, muhalifin pozisyonunu ad absurdum [saçmaya]
indirgedik demektir.
Örnek [Instanz], ενστασις [enstasis - itiraz], exemplum in contrarium [karşı
örnek]: Genel önermenin doğruca formülasyonunda kapsadığı özel durumlara
gönderme yapılarak çürütülmesi: Sözkonusu durumlar aslında genel önermeye
uymadığından, demek ki önermenin kendisi yanlıştır.
Her tartışmanın çerçevesi, iskeleti işte böyledir. Yani artık tartışmaların
temel bilgisine sahibiz. Çünkü esas itibarıyla her türlü tartışma buna döner,
buna indirgenir. Ama bütün bunlar gerçek ya da sadece görünüşte olabilir,
hakiki ya da sahte gerekçeler ileri sürülerek gerçekleşebilir. Ve işin aslını
bilmek kolay olmadığından, tartışmalar da uzayıp gider ve sert geçer. Aynı
şekilde, biz de açıklamalarımızda gerçeği ve görünüşü ayırt edemeyiz, çünkü
zaten bundan tartışmacıların kendileri de önceden emin değildir. Dolayısıyla
hileleri haklı ya da haksız olduğumuzu dikkate almadan açıklayacağım; çünkü
bundan kendimiz de emin olamayız. Ancak tartışma yoluyla ortaya çıkacak bir
şeydir bu. Ayrıca, genel olarak her tartışmada ya da argümantasyonda herhangi
bir konu hakkın- da hemfikir olmamız gerekir ki, bunu prensip olarak alıp
buradan hareketle tartışılan soruya ilişkin yargıda bulunmaya çalışalım:
Contra negantem principia non est disputandum [Prensipleri reddeden
biriyle tartışılamaz].