Chereads / Haklı Çıkma Sanatı / Chapter 3 - HİLE 1: Genişletme

Chapter 3 - HİLE 1: Genişletme

Genişletme. Muhalifin iddiasını doğal sınırları ötesine çekmek, bunları

mümkün olduğunca genel yorumlamak, mümkün olduğunca geniş anlamda ele

almak ve abartmak; diğer yandan kendi önermemizin anlamını mümkün

olduğunca sınırlı tutmak, onu mümkün olduğunca dar sınırlar içine çekmek:

Çünkü bir iddia ne kadar genel olursa, saldırılara o kadar açık olur. Hileye

karşı çare, puncti'nin [noktalar, burada: anafikir] ya da status

controversiae'nin [tartış- ma konusu] kesin ve doğru olarak ortaya konmasıdır.

Örnek 1: Ben şunu dedim: "İngilizler ilk dramcı ulustur." - Muhalifim bir

instantia [örnek] vermeyi deneyerek yanıtladı: "Onların müzikte ve

dolayısıyla operada hiçbir şey yapamadığı bilinir." - Ben, müziğin dramatik

sanat kavramı kapsamında olmadığını, dramın yalnızca trajedi ve komediyi

kapsadığını hatırlatarak saldırıyı geri püskürttüm: Bunu o da gayet iyi bildiği

halde, önermemi genelleştirmeye ve bütün tiyatro gösterileriyle, dolayısıyla

operayla ve böylece müzikle de ilişkilendirmeye çalıştı; bu şekilde beni

kesinlikle yenmeyi denedi. Önermemizi kurtarmak için yapmamız gerekensebunun tersidir: Eğer ilk ifade şeklimiz buna uygunsa, önermemizi başlangıçta

kastettiğimizden daha dar kapsamlı hale getirmeliyiz.

Örnek 2: A şöyle der: "1814 Barışı bütün Alman Hansa kentlerine

bağımsızlıklarını iade etti." - B, şu instantia in contrarium'u [karşı örnek]

getirir: "Danzing, Bonapart'ın verdiği bağımsızlığı söz konusu barış

antlaşmasıyla kaybetti." - A kendini şöyle kurtarır: "Ben bütün Alman Han-sa

kentlerini kastettim, Danzing Polonya'daki bir Hansa kentidir."

Bu hileyi Aristoteles Topik VIII, 12 ve 11'de anlatmıştır.

Örnek 3: Lamarck (Philosophie zoologique adlı eserinde) poliplerin

duyulardan tamamen yoksun olduklarını, çünkü sinirleri olmadığını söyler.

Ama algılama yeteneğine sahip oldukları kesindir, çünkü yapay olarak daldan

dala hareket ederek ışığa yönelirler ve avlarını yakalarlar. Bu nedenle

poliplerde sinir kütlesinin bütün vücut kütlesinde oranlı bir şekilde yayılmış,

sanki onun içinde eriyip dağılmış olduğu varsayılmıştır. Çünkü poliplerin

açıkça algıları olduğu halde, özel duyu organları yoktur. Bu gö-rüş Lamarck'ın

düşüncesini altüst edince, o da diyalektik bir tavırla şöyle argümanlar ileri

sürdü: "Öyle olsa, polip vücudunun bütün bölümlerinin her türlü duyu algısına

yetenekli olması gerekirdi, hatta hareket, irade ve düşünme yeteneği de

bulunurdu. O zaman bir polip, vücudunun her noktasında mükemmel bir

hayvanın bütün organlarına sahip demekti: Her nokta görebilir, koku alabilir,

tat alabilir, duyabilirdi vb.; hatta düşünebilir, yargıda bulunabilir, çıkarsama

yapabilirdi. Vücudunun her parçacığı mükemmel bir hayvan olurdu ve polip

insandan daha yüksek bir varlık konumuna yerleşirdi, çünkü insanın ancak

bütün halinde sahip olduğu yeteneklere polip vücudunun her bir parçası sahip

demekti. - Üstelik polipler üzerine ileri sürülen bu iddiaları, bütün canlıların

en az gelişmişi olan monadlara [tek hücreli organizmalar] ve nihayet, yine

canlı varlıklar olan bitkilere de vs. uygulamamak için bir neden yoktur." Böyle

diyalektik hileler aracılığıyla bir yazar, haksız olduğunu ve aslında bunu

kendinin de bildiğini itiraf eder. Çünkü "polipin bütün vücudu ışığa duyarlıdır,

yani sinir yapısı vardır" önermesini alıp onu polipin bütün bedeninin

düşündüğü şekline sokmuştur.