Felaketten sekiz yıl öncesine gidiyoruz. Apışka, 18 yaşında, siyah perçemli saçlara sahip, 182 santimetre boyunda, kan kırmızısı gözlü, karizmatik ve fit bir vücuda sahip genç bir adamdı. Apışka, çocukken ebeveynlerini savaşta kaybetmiş ve hayatına yalnız devam etmiş biriydi. 1+1 odalı, küçük bahçeli bir evde yaşıyordu.
Genç yaşta öksüz ve yetim kaldığı için 12 yaşından beri demirci çırağı olarak çalışmaya başlamış, sonunda usta bir demirci olmuştu. Apışka, 18 yaşındayken karşı komşusunun evine yeni taşınmış tüccar ailesinin kızı olan Ayelda adlı genç bir kıza âşık olmuştu. Ayelda, sarışın saçlara ve mavi gözlere sahipti. Apışka, hayatında ilk kez birine karşı hisler besliyordu.
Başlarda Ayelda'dan uzak durmaya çalışsa da sabah işe giderken onu camda gördüğünde bile kalbi yerinden fırlayacak gibi oluyordu. Aşık olduğu kadına karşı hissettiği sevgide boğuluyordu. Sonunda bir sabah, demirci dükkânını açmadan önce Ayelda'nın yaşadığı komşusunun evinin bahçe kapısına doğru yürüdü.
Bu, onun için tek fırsattı çünkü Ayelda'nın ebeveynleri ikisi de şehir pazarında alışverişe çıkmıştı. Apışka'nın aklında tek bir şey vardı: Sevdiği kızın adını etrafta duymuştu ama onunla ilk kez yüz yüze tanışacaktı.
Apışka, bahçe kapısından içeriye doğru adım attı. Bir an duraksadı; o papatya kokusu… Ayelda, çiçeklerine çok iyi bakıyordu çünkü kokusunu daha bahçenin kapısındayken bile alabiliyordu. Heyecanı vücudunu karıncalandıran Apışka, sonunda derin bir nefes alıp kendini sakinleştirmeye çalıştı. Cesaretini toplayıp kapıya yürüdü ve sonunda üç kez yavaşça tıklattı.
Apışka, biraz heyecan ve biraz da kalbinin hızlı çarpıntısı ile gergin bir şekilde kapının açılmasını bekliyordu. Sonunda kapı açıldı. Ayelda kapının önünde duruyordu.
Ayelda, 160 santimetre boyunda, altın sarısı saçları beline kadar uzanıyordu. Okyanus mavisi derin, güzel gözleri ve tanrıçaları kıskandıracak kadar süt beyazı teni ile muhteşem yüz hatlarına sahipti. Ayelda, adeta masumiyet ve güzelliğin bir eseri gibiydi. Karşısında Apışka'yı gören Ayelda, meraklı gözlerle yabancıya baktı ve sonunda biraz dikkatli ama yumuşak bir tonda mırıldandı:
Ayelda: Evet, bay...? Siz kimsiniz? Kapıyı neden çaldınız ve evimin önünde ne işiniz var?
Ayelda'nın görünüşü karşısında adeta transa girmiş olan Apışka, onun ince ve güzel sesini duyunca kendine geldi. Nefes verip titrek ve dostça bir sesle cevap verdi:
Apışka: Benim adım Apışka. Karşı evde yaşıyorum, komşunuzum. Buraya gelme sebebimse tanışmak; komşularımı tanımak istedim. Rahatsızlık verdiysem özür dilerim.