Eris-sama'nın yanından döndükten sonra köşkün kapısının önüne geldim, havalı sözler ve kutsama büyüsünden sonra Kurtardığım dünyanın tadını çıkarmak için köşküme ve beni çok seven takım arkadaşlarımın yanına döndüm.
"Seni boktan NEET, hangi yüzle buraya geri geldin, Bana dediklerini affetmem için buz gibi kızıl şarap istiyorum."
Onun Tanrıça gülümsemesini gördükten sonraki hissettiklerimi geri istiyorum.
"Kazuma yine aniden nereye kayboldun, Şeytan kralı yendiğin için loncaya gidip ödülünü alman gerekiyor"
"ah... ÖDÜLÜM! Beş parasız kaldığımdan beri her gün bu ödülü bekliyordum."
Loncaya doğru giderken aklıma Megumin'in sözü geldi, günlerdir Yunyun ile beraber geziyor. O kadar umutlandırıcı sözden sonra kaçması gerçekten bu ne şimdi.
Loncanın kapısını iterek havalı bir şekilde açtım.
"İŞTE KARŞINIZDA YÜCE, ŞEYTAN KRAL AVCISI KAZUMA-SAN, imza töreni ödülden sonra. Resepsiyonist abla ödülümü verir misiniz."
"İşte bizim Kazumamız, seni ilk gördüğümde şeytan kralı yeneceğine inancım tamdı zaten."
"Hey! Kazuma. Sana verdiğim büyülü kılıç nerde? Onu geri istiyorum.
"Kazuma-san~ bir şeyler içmek ister misin?"
Etraftaki sinek seslerini boşverip ödülümü istemeye gittim.
"Resepsiyonist abla, tam olarak kaç milyar eris kazandım, lütfen kısık sesle söyle."
"Kazuma-san ödülünüzü almak için bizzat başkente ziyaret etmeniz gerekiyor, Iris-sama size mektup gönderdi."
Kız kardeşim Iris... bir dakika, ben şeytan kralı öldürdüğüme göre istersem Iris ile evlenme hakkına sahibim.
Biricik kız kardeşimle evlenecek kadar lolicon değilim. Tabi bana oni-chan ile evlenmek istiyorum gibi şeyler söylerse bunu düşünebilirim.
Bizimkilere haber verip başkente gitmeye karar verdim.
"Aqua, imparator zell'e sahip çık! Chomusuke'yi kovalayıp duruyor."
"Hahaha! Üzgünüm Megumin. İmparator zell ilk avını seçmiş gibi."
"İmparator zell acaba ejderha olursa beni de böyle kovalar mı... çok heyecanlandım."
Ahıra- köşke döndüğüme göre bu maymun- bu insanlara başkente gideceğimi haber verme zamanı geldi.
"Evet arkadaşlar, herkes beni dinlesin. Başkentten çağırıldım çünkü biliyorsunuz artık çok önemli bir insanım, bir süre yokum görüşürüz"
Veda konuşmamı yaptığıma göre gidebilirim-
"Ne var seni mazoşist haçlı, biricik kardeşim Iris beni bekliyor."
Beyni yerine kas olan varlık tarafından yakalandım.
"Kazuma, Başkente seni ödül için çağırmış olmalılar, bizde çok önemli rol oynadık yani bizde geleceğiz."
Sanırım kafasında kas yerine ufak bir beyin varmış.
"DARKNESS HAKLI! asistanım ben yokken seni ele geçirmek gibi hain planlar yapabilir, ne olursa olsun geleceğim."
"Megumin! Prenses hakkında doğru konuş ve ona asistanım demeyi bırak"
"Darkness haklı kazuma, Biz burada çulsuz beklerken senin başkentte en iyi şarabı içmene izin veremem"
Bu lanet olasıcalar, maalesef haklılar o yüzden yüce Kazuma onların da eşlik etmesine izin verecek.
Bu arada Megumini beni umutlandırıp ortadan kaybolduğu için biraz kıskandırmak istiyorum.
"Aaah. Tamam, çabuk hazırlanın en kısa sürede sevimli kız kardeşim Iris'i görmek istiyorum."
Başkente vardığımda bu zamana kadar hiç görmediğim bir muamele ile karşılandım, önceden çöpe bakar gibi bakan o gözler şimdi krallarına bakar gibi bakıyordu
Bu arada adı önemsiz sihirli kılıçlı adamı da gördüm. Bugün onunla dalga geçeceğim.
"Onii-san hoşgeldiniz~"
Uzun zamandır görmediğim kardeşimi görünce şeytan kralı yendiğime sevindim.
Bu arada bana söyledikleri hala aklımın en derin köşesinde duruyor.
"Ah canım kardeşim Iris, Onii-chan şeytan kralı yenip geldi"
"Bu velet- Iris-sama'ya gösteriş yapıp duruyor ancak bir şey diyemiyorum çünkü bu sefer doğru söylüyor."
"Hey kazuma, benim sayemde o şeytan kralı yendin, gösteriş yapmayı bırak. Ah ah özür dilerim! Özür dilerim! Saçımı çekmeyi bırak lütfen."
"Ahh küçük asistanım, şeytan kralın kalesini patlatırken beni görmeliydin"
İşe yaramaz tanrıça *önemsiz* detaylardan bahsederken onu susturdum.
Bu arada Megumin ejderha katili unvanını kaptırdığı için intikam alıyor.
"Onii-chan ve arkadaşları her zamanki gibi eğlenceli, şeytan kralı yendiğiniz için abim buraya sizi karşılamaya geldi"
Sanırım şuan sıçmış durumdayım çünkü zamanında yaptığım hata aklıma geldi.
"Evet, özlem geçirdiğimize göre görüşürüz kardeşim-"
Kaçmayı denedim ama şuan Iris'in abisinin önündeyim, umarım o olay hakkında bir şey bilmiyordur.
Diğerleri de durumun ciddiyetinin farkında. Oldukça şaşırdım.
"Merhaba kahramanlar, ben Jatice Belzerg. Oradaki haydut kılıklı insan senden hiç büyük büyü gücü sezmiyorum. Gerçekten şeytan kralı sen mi yendin."
"Onii-san, lütfen kaba olmayın o adam ve arkadaşları şeytan kralı yendiler"
"Evet, Kazuma'm tek başına şeytan kralı yendi. Bunla ilgili bir sorunun mu var- Ah Darkness! Napiyorsun canım acıyor dur!"
Bu aptal kız- beni savunduğu için minnettarım ama durumun farkında değil mi?
"Çok özür dilerim Jatice-sama lütfen arkadaşımın söylediklerini maruz görün"
"Ha, Megumin doğru söylüyor Darkness neden ona kızıyorsun? Tabi Kazuma ben olmadan asla şeytan kralı yenemezdi ama.."
Bu salaklar gerçekten... MİNNETTAR OLMANIN ZAMANI DEĞİL! Başkente gelene kadar bana yolda demedikleri kalmadı, harem babacığı olmak mı? Kazuma gerçekten pislik olma yolunda emin adımlarla gidiyor.
"Demek Kazuma-san o kadar güçlü, ne kadar büyü gücü berbat gözükse ve uzaktan bakınca bir slime bile daha korkutucu gözükse de sanırım size inanacağım"
"Onii-san, Onii-chan'a bu kadar kaba davranma!"
...
Onii-chan mı? Evet bunu duymak güzel ama YERİ VE ZAMANI DEĞİL! umarım kellemi almaz, umarım kellemi almaz, umarım kellemi almaz.
"Onii-chan mı? Kazuma-san ben yokken kardeşimle iyi ilgilenmişsiniz belliki.
"Ahahah, sizin kadar iyi abilik yapamam efendim."
"Hahaha, dürüst olun lütfen. Bana onii-san derken size Onii-chan demesi gerçekten."
Buna cevabım yok. Umarım kellemi almaz.
"Buraya sizinle tanışmaya geldim ancak oldukça önemli işlerim var o yüzden gitmek durumundayım. Seninle konuşmak istediğim şeyler var ama başka zaman daha iyi tanışma dileği ile görüşürüz."
Şans faktörüm sayesinde mi bilmiyorum ama hayatta kalmayı başardım.
"Ne var benden ne istiyorsunuz? Geçen sefer yaşananlar üzerine beni görmeye gelmeniz büyük cesaret."
Claire ve rain tarafından sorguya çekiliyorum, ancak bütün vücutları titriyor. Sanırım şeytan kralı yendiğim için son görüşmemizden bu yana daha güçlü olduğumu anladılar.
"Kazuma-dono yüzük hakkında... Iris-sama ile evlenmeyecekseniz değil mi? O daha çocuk değil mi? Lolicon bir pislik değilsiniz değil mi?
"Az önce dediklerin için ağlayarak özür dilemezsen şimdi evlenme teklif etmeye gideceğim."
Claire ağlayarak
"Özür dilerim kazuma-dono! Lütfen Iris-sama'yı bırakın!"
"Küçük bir kızla evlenecek bir lolicon değilim. O benim küçük kız kardeşim. Tabii eğer Onii-chan ile evlenmek istiyorum~ gibi şeyler söylerse fikrim değişebilir."
Claire ve rain bana bir çöpe bakarmış gibi bakarak aynanda konuştular.
"Kazuma-dono pisliğin tekisin."
"ÖZÜR DİLERİZ KAZUMA-SAMA LÜTFEN DURUN! daha fazla çekerseniz ben bayılacağım"
"HEY! Darkness'tan eğitim falan mı alıyorsunuz? Müstehcen sesler çıkarmayın!"
Ceza olarak drain touch ile manalarını çekiyorum, daha kötü bir ceza vermediğim için minnettar olmalılar.
"Kazuma, ne çeşit işkence oyunu oynuyorsunuz? B-bende katılabilir miyim?
Büyük sapık patron geldi, normalde bana kızması gerekirken dahil olmak istemesi oldukça şaşırtıcı ama ortalık karışacak gibi.
"Darkness-dono, l-lütfen kazuma-dono'ya bir şey söyleyin! Bayılmak üzereyim."
"Darkness-san lütfen bizi kurtar!"
"Aah, çok özür dilerim! Kendimi kaptırmışım. Kazuma- ah kazuma nerde?"
İlk fırsatta Lurk kullanarak uzaklaştım, çünkü önemli işlerim var biricik kardeşim beni bekliyor olmalı.
Bu da ne böyle, Megumin benden önce davranıp gelmiş! Bu kız oldukça zeki.
Eğer şuan odaya girersem, ah kazuma! Başkente geldiğin ilk fırsatta Iris-in odasına gelmen... Pisliğin tekisin gibi haksız iddialar da bulunabilir.
"Megumin-san, Onii-chan ile aranızda bir şeyler oldu mu?"
Ne, bunu dinlemek istiyorum ama saklanabilceğim iyi bir yer yok. Kimin umrunda sadece dinleyeceğim umarım kimse gelmez.
"Hmm bu kadar duymak istiyorsan eğer, Kazuma ile ben işleri büyüt-"
"Onii-chan bizi oradan dinlemen adil değil."
Iris gerçekten çok gelişmiş, sonuçta benim kardeşim.
Megumin gereksiz bir şeyler söylemek üzere sustursam iyi olur.
"Kardeşimden beklendiği gibi Onii-chan'ı hemen yakaladı. Megumin uyumak için odana gitme vaktin gelmiş gibi, biz abi kardeş biraz özlem geçirdikten sonra bende odama dönerim görüşürüz."
"HEY! beni kovmaya mı çalışıyorsun, burada kız kıza sohbet ediyoruz. Fazlalık sensin terket burayı! Tamda övünmek üzereydim."
"YAPMAKTAN KORKTUĞUN ŞEY İÇİN Mİ ÖVÜNECEKSİN KORKAK TAVUK! Kardeşimin yanında bana kötü şeyler söyletme!"
Iris bizi görünce kendisini tutamayıp gülmeye başladı.
Megumin gece Iris'in yanından beni ustaca tehdit ederek kovmayı başardı. Yarım saattir duvara bomboş bakıyorum.
Tam uyumak üzereyken kapımdan içeri bakan kızıl çift göz gördüm.
"Kazuma, uyudun mu? Uyumuyorsun değil mi? Yanına geliyorum."
Ben daha hiçbir şey demeden kapıyı kapatıp yatağa oturdu.
"Ne istiyorsun seni yalancı velet? Umutlandırıp sonra tek başına bıraktığın şahesere bakmaya mı geldin?"
"S-sen! Yanına gelmeye utandığım için gelmiyordum! Ayrıca vazgeçtiğimi de söylemedim."
Gözleri kıpkırmızı parlıyor. Oda karanlık ama yeteneğim sayesinde biraz da olsa görebiliyorum.
"Ne için geldin odama o zaman? Yine beni umutlandırıp kaçmaya mı! Böyle bir şey yaparsan gidip Iris ile evleneceğim!"
"HAA! lolicon falan mısın? Gerçekten ben varken onun yanına mı gideceksin?"
"Evet."
Merhaba ben Kazuma,
Kelime oyunlarına düşecek kadar salak değilim.
"Kazumaa! Özür dilerim tamam dur, bu gece sana verdiğim sözü tutacağım tamam mı lütfen dur..."
Bu kız salak mı? Başkentte sarayın içinde böyle bir şey yapmayı mı düşünüyor? Onca zaman içinde şimdi mi.
"Hayır olmaz"
"Tamam o zaman hazırlan- ne? Hayır mı? Salak mısın kendimi hazırlamam ne kadar zor oldu farkında mısın?
"Böyle bir yerde yapamam. Üstelik kardeşim bunu öğrenirse Onii-chan'a çok kızar ve küsebilir."
"Sen ciddi olamazsın..."
Onu kovacak kadar da salak değilim.
"En azından elimi tutarak uyumana izin vereceğim. Yaklaş."
Megumin kıkırdadı ve ardından sevdiğim adam işte böyle birisi dedi. Ama sesinde ufak bir hayak kırıklığı vardı,
Her neyse geceyi beraber el ele uyuyarak geçirdik, bu da bir ilerleme sayılır.
Sabah yanımda Megumin ile uyandım. Dün geceyi değerlendirmediğim için çok pişmanım.
"Günaydın kazuma~ tüm gece ayı gibi uyuduğuna inanamıyorum. Şaka yaptığını ve sonradan yapmak istediğini söylemeni beklemiştim.
Bu kız yüzünden çok fena rüya gördüm, ne zamandan beri böyle azgın biri oldu bu kız?
"Gerçekten sarayda yapacağımı sanman senin hatan, hizmetliler odaya gelmeden gitsen iyi olur."
Kapının önünden sesler geldi.
Megumin hemen yorganın altına saklandı, bu artık klişe gibi hissettiriyor.
"Günaydın kazuma-sama bir isteğiniz var mı?"
"Günaydın sebastian, bir isteğim yok. Hizmetçilere söyle odaya kimse gelmesin, kapıyı kapatabilirsin.
"Anlaşıldı kazuma-sama"
Bu kız cidden! Megumin yorganın altından bana saldırıda bulundu resmen darkness gibi davranıyor!
Başkentte olduğumuz için saldırmayacağımı anlamış olmalı ki istediğini yapıyor!
"Hey megumin, yorganın altından bana dokunmayı bırakıp çıkar mısın.
"fufufu, hoşuna gittiğine eminim. Neden kendini tutuyorsun?
Megumin yorganın altından çıktı, intikam almak için yüzümü ona yakınlaştırdım. Gözleri parlamaya başladı.
"Kendimi geri tuttuğum yok-"
Iris odaya girdi.
"Onii-san naptığınızı sorabilir miyim?"
Sebastian'ı kovmam gerekiyor.
"Hehehe gördüğün gibi Iris, Kazuma ile ateş- kazuma dur acıyor, yanağımı çekme özür dilerim!"
"Benim sevimli küçük kardeşim, abin bu kız tarafından saldırıya uğradı yardım et."
"Onii-san..."
"Ehh, sen!"
Megumin ile Iris odamdan çıktıktan sonra duşumu alıp kahvaltıya oturdum.
"Kazuma kazuma, Sen dünyayı kurtardın değil mi? Bende sana yardım ettim. İmparator zell'i de alıp burada yaşasak ya?"
Bu Tanrıçayı neden kurtardım ki?
Aslında fena fikir değil ama burda yaşayacak biri varsa tek başıma Iris ile kalmayı tercih ederim- Megumin ne düşündüğümü anlamış olacak ki çok tehlikeli baktı.
"Bunlar nefis Kazuma! Aslında Aqua doğru diyor olabilir."
Bu kız kafasını nereye vurdu?
"Aqua, Megumin! Burda uzun süre kalamayız Axel de işlerimiz var. Kazuma ödülünü alınca gideceğiz."
Ah evet. Ödülüm... ÖDÜLÜMÜ HALA ALMADIM!
kahvaltıdan sonra Claire beni ödülü vermek için yanına çağırdı.
"Kazuma-dono, şeytan kralı yendiğiniz için 10 milyar eris kazandınız. Çok daha fazlasını hakederdiniz ama savaş sonucunda çok fazla harcama yaptık."
10 milyar... Eskisinden 2kat daha zenginim. Artık mükemmel bir hayat beni bekliyor! Tabi daha çok hakediyordum ama neyse.
"Hiç sorun değil Claire-san. Yaptıklarınız hala aklımda. Şimdilik sizi dinleyip Iris'den uzak duracağım ama eğer bana onii-chan ile-
"Anladım Kazuma-dono lütfen devam etmeyin."
Sözümü böldüğü için onu bind ile bağladım.
"Görüşürüz Iris, Onii-chan bir gün yine gelecek tamam mı beni beklemeyi unutma."
"Görüşürüz Iris-sama, lütfen ne zaman isterseniz ziyarete gelin. Artık çok güçlü birisisiniz.
"Görüşürüz asistanım. Bu sefer zafer benim. Sırıtır"
"Görüşürüz Onii-chan. Tekrar ziyaret etmeyi unutmayın!"
Işınlanma büyüsünü kullandım ve polis karakolunun önüne ışınlandık.
"Iris-sama böyle iyimisiniz? Şeytan kralı yendi ama size teklif etmedi."
"Sorun değil Claire, bekleyeceğim."
Chapter 1'i 1820 kelimeden oluşturdum. Orjinal hikayede bir bölüm 10000 kelimeden falan oluşuyor ancak ben o kadar profesyonel değilim.
Umarım beğenirsiniz, günde 1 chapter gibi inanılmaz bir hıza sahip olamayacağım. Zaten bu hikayeyi okuyacak insan da çıkmaz.
Fan yapımı olduğu için oldukça kalitesiz oldu ilk defa böyle bir şeye kalkıştım çünkü Konosuba'ya değer veriyorum.