Download Chereads APP
Chereads App StoreGoogle Play
Chereads

Hislerimde Soygun Var

Reencarnada Como la Compañera Maldita del Alfa

``` ¿Qué pasa cuando una diosa se enamora de un cambiaformas? Asara, la diosa del amor, fue castigada por su padre, el dios del trueno. Su delito fue enamorarse de un mortal cambiaformas alfa. Para pagar por sus pecados fue reencarnada como Cassandra LeBlanc, una princesa mortal en el mágico Reino de Speldaria. Su familia y su reino, exceptuando a su hermana mediana, la rechazaron porque nació sin ninguna habilidad mágica y no tenía recuerdos de su verdadera identidad. Su prometido, el poderoso mago comandante de Speldaria, no se inmutaba por ella. Deseaba a alguien fuerte. La vida de Cassandra se trastornó cuando recibió como obsequio un esclavo guerrero por parte del poderoso alfa de Dusartine. Se le pidió que participase en el Evento Anual de la Arena colaborando con el guerrero. Cassandra, que odiaba "La Arena" con todo su ser —un lugar donde la sangre fluía como el vino y la vida era más barata que el propio aire que respiraban—, no entendía su propósito en ella. Encima de eso, el misterioso guerrero la afectaba de maneras inimaginables. Su mirada hipnótica la desconcertaba. Su esencia rara la abrumaba. Su cuerpo bronceado y musculoso la consumía con pensamientos pecaminosos. Incluso los sueños de su vida pasada la atormentaban. Cuando "La Arena" comenzó, las agendas ocultas y las verdades subyacentes salieron a la luz y a Cassandra se le presentó un destino. No le quedó más opción que ceder y elegir un camino. La pregunta sería: —¿Cómo enfrentará Cassandra una vez que se entere de la maldición que se le ha impuesto? —¿Podrá obtener sus habilidades mágicas y enfrentarse a su padre? —¿Quién la ayudará en su viaje? ~Extracto~ Entonces lo sintió, todo él. Toda su aspereza. ``` ``` La fuerza de su brazo. La suavidad de sus labios. El agarre de su mano. El calor de su aliento. Cada músculo de su cuerpo se tensó al pensar en las implicaciones de dormir en brazos de un hombre. Nunca antes había dormido en el abrazo de un varón. Toda su piel hormigueaba como pequeñas chispas danzando en las partes que lo tocaban. Las grietas de su cerebro tenían estos recuerdos que no eran suyos. Este roce de alguna manera no le parecía ajeno. Se sentía segura en su abrazo tranquilizador y no deseaba apartarlo, y sin embargo sabía que esto no era para nada apropiado. Cassandra intentó zafarse de su agarre, pero sus brazos parecían hechos de hierro, pues no se movían. La ligera prenda que había llevado se había alzado de su muslo de leche dejándolo al descubierto, mientras el musculoso y bronceado de él se posaba sobre el suyo. Y ahora podía sentir algo punzándola en la espalda. Sus ojos de repente se expandieron al darse cuenta y Cassandra entró en pánico total. —¡Suéltame! —dijo con voz grave. Siroos lentamente levantó su pierna y aflojó su agarre en su cintura para que pudiera moverse. Se había despertado cuando ella se tensó por primera vez, pero deseaba ver qué intentaría. Con los ojos muy abiertos le echó un vistazo al hombre que la tenía envuelta en su abrazo como a un tesoro precioso, su tesoro. Sus ojos dorados fundidos se abrieron y había una suavidad y deseo con los que la miraba. Aquellos suaves rizos marrones le caían sobre los ojos mientras olvidaba parpadear, observando la belleza eterna que era ella. Su fragancia única era una tortura para sus sentidos. —Cómo deseaba tomar su delicado tobillo, jalarla hacia él y tenerla esparcida bajo su cuerpo —murmuró—. Besar la misma piel que desprendía tal aroma que le estaba volviendo loco. En su lugar, dobló su brazo y lo colocó debajo de su mejilla usándolo como una almohada para mirarla con ojos llenos de deseo. El silencio incómodo entre ellos se prolongó mientras Cassandra se aclaraba la garganta. —¿Tenías que subirte sobre mí para dormir? —preguntó. —No fue intencional, pero ciertamente fue tentador y definitivamente no será la última vez —su voz profundamente hipnótica era aún más seductora temprano en la mañana cuando resonaba a su alrededor. La portada del libro es mía. ```
Sunny_Shumail · 36.7K Views

Ölümcül Şeyler: Bir Psikopatın Doğuşu

TANITIM Aşk? Aşk mı? Evet sana aşıktım belki de hala öyleyim ama içimde senin aşkından daha büyük bir şey var. Daha güçlü bir şey. Beni her gün daha fazla tüketen bir şey. Nefret gibi ama değil daha büyük daha şiddetli bir şey. Nefretle aşk arasında çok ince bir çizgi vardı ve sen hep o çizginin üzerinde dolaştın. Belki de defalarca sınırı geçtin ama ben görmemeyi seçtim. Sonra bir gün bende bu oyundan sıkıldım. Çizginin üzerinde dolanmandan da buna gözlerimi kapatmaktan da sıkıldım. Sorunumuz sana aşık olmam değil o kısmı geçeli o kadar çok oluyor ki. Sorunumuz senin beni dönüştürdüğün şey, çünkü aşkım(!) Ben ilk tanıştığımızda bir çiçektim beni öpebilirdin koklayabilirdin sevebilirdin ama sen benim yapraklarımı koparmayı seçtin. Benimle beni parçalayarak oynadın. Sonra ben bir ateş oldum. Artık beni öpemezdin koklayamazdın sevemezdin. Seni yakardım. Bu bana yaklaşma demekti. Bu ben sessizce zarar vermeden yanıyorum demekti ama sen, sen beni yok etmek istedin. Sen yanmama bile izin vermedin. Yarattığın acıya bile saygın yoktu. Şimdi ben git gide büyüyen bir alev topuyum. Durmayacağım. Ta ki seni yakalayana kadar. Seni yakaladığımda etinin kemiğinden ayrıldığını hissedeceksin canın öyle yanacak ki yok olmak isteyeceksin ama ben buna izin vermeyeceğim. Seni yakıyor olmamın her anını zevkle izleyeceğim. Çünkü sevgilim, sen aşkın değerini bilemedin. Ama acının yaşattığı hissi hiç unutamayacaksın. Acı, seni bana tutsak edecek. Acı olduğu sürece hep benimle kalacaksın.
Zeynep_Marangoz · 5.1K Views

Tanrıyı Oynayanlar

TANITIM Farkındalık var oluşun başından beri çok az kişiye huzuru getirmiştir. Farkındalığı yaşadığın ilk anda saf bir korku da onunla beraber gelir. O korku bir eşikten geçmek demektir. Korkuyu hissettiğin ilk an sonsuza dek süreceğini düşünürsün bir saniye öncesinde hayatının anlamsız olduğuna inanırken korku o anlamsızlığı özletir. Anlamsız hayatını geri istersin. Çünkü hayatının bir anlamı olması demek bir hedef yaratır ve o hedefe giden uzun dar korkunç bir yol... Kimse o yolda yürümek istemez, yani yolu gördükten sonra istemez. Var olduğum ilk andan beri içimde koca bir boşluk taşıyordum. Bir şeylerin ters gittiğini her zaman biliyordum. Her şey olması gerektiği gibiydi ama beni rahatsız eden bir boşluk vardı. Görmezden geldiğim bir boşluk. O boşluğu o kadar görmezden geldim ki var olduğunu bile unuttum. Diğerleri gibi olmama düşüncesiyle baş edemedim içimdeki utanç ve korkuyla başa çıkamadım. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması düşüncesi içimdeki boşluğa sırt çevirmeme sebep oldu. Sırtımı çevirdim kulaklarımı ve gözleri kapattım. Bana yazılan rolü oynadım üstelik hiç fakında olmadan. Ta ki o güne kadar... Artık o rolü oynayamazdım. Yolu görüyorum, korkuyorum. Hissettiğim ilk şeyin bu olması çok acayip olsa da korkudan daha gerçek ne var ki? şimdi çılgınca bir şey yapma zamanı. O eşikten geçme zamanı. Özgür kalma ve tüm köleleri özgür bırakma zamanı. "Sadece Tanrıyı öldürenler özgürdür. Çünkü özgürlük ancak Tanrıyı öldürünce gelir."
Zeynep_Marangoz · 3.3K Views

Ölü soy

(baş karakter Shu Rain ) Basit bir köyde doğmuştur bulunduğu köy kıtada bulunan yüzlerce Krallığın binlerce Klan'ın gözüne giremeyecek kadar önemsiz olmasına rağmen olan olur ve köyleri bilinmeyen insanlar tarafından katledilir ailesi oğullarını korumak için onu bir sepete koyup nehre bırakırlar tek istekleri oğullarının kurtulması (kurak topraklarda en üstün iblislerin bulunduğu en zeki cinlerin en güzel elflerin olduğu Gölge Krallığı arazisinde yaşayan iblis doğum sırasında çocuğunu kaybeder ve yolculuğa çıkar yolculuğunda nehirde yüzen bir sepet görür başta aldırmaz fakat bebek ağlamasını duyduğunda hemen sepeti alır ve çocuğa bakar işte o zaman bu çocuğu büyütmek ister fakat bir sorun vardır çocuğu Gölge Krallığında büyütemez kendisi de bu Krallıkda uzun süre yaşayamaz o sıra gözlerine ölen oğlu gelir ve bir karara varır ÖLÜ SOYU KULLANACAĞIM BU ÇOCUĞU NE PAHASINA OLURSA OLSUN BUYUTECEĞİM ONU BU DÜNYADAN OLMAYAN BİR CANLIYA ÇEVİRMEM GEREKSE BİLE YAŞATACAĞIM) Ölü Soy açıklaması (bu soy kadim iblislerin binlerce iblisin kanını emip bir canlıyı iblise donusturmesine yarar fakat o canlı sıradan bir iblis olmaz o canlı bir iblis tanrısı olur bu soyu bilen iblislerin hepsi eski çağlarda idam edilmiştir öleki milyonlarca ölü Soy sahibi iblisten sadece 3 tane kalmıştır bu iblislerin en yaşlısı fan huroa yani kadim kraliçe lanet yüzünden bir varis aramaktadır ) Bunun yüzünden milyarlarca canlı insan, iblis kayırmaksızın herkesi kabul etmektedir burdaki iblisimiz fan huroa haricindeki kadim soy sahibi olan kohu zahiri olmaktadır son kadim soy sahibiyse kocası kohu sahuba dır bu ikisi iblis topraklarında sözü geçen 10 büyük Klanın en büyüğü olan kızıl göz kanının yöneticileridir
qlasala2929 · 18K Views

A Villain's Redemption: Reborn in the Otome Game

"A Villain's Redemption: Reborn in the Otome Game" is an immersive and captivating novel that transports readers into the fascinating world of an otome game, where the main character finds themselves reincarnated as the despised antagonist. The story revolves around Haruka Suzuki, a passionate reader and avid fan of otome games, who tragically meets her demise in a car accident. Much to her surprise, Haruka awakens to find herself reincarnated as Kira Blackwood, the notorious villainess of her favorite otome game, "Roses of Love." Kira, originally portrayed as an evil and manipulative character, is destined for a tragic end in the game's storyline. Armed with the knowledge of the game's plot, Haruka is determined to change her fate and rewrite her own story. As Haruka adapts to her new life as Kira, she realizes that the game world is filled with intricate relationships, political intrigues, and romantic entanglements. Determined to defy expectations, she resolves to become a better person and break free from her villainous role. Using her knowledge of the game's events and characters, Haruka skillfully navigates the challenges ahead, attempting to mend the strained relationships and forge new alliances. Along the way, she encounters the game's various love interests, including the charming prince, the enigmatic knight, and the kind-hearted commoner. As Haruka interacts with these potential suitors, she discovers that there is more to their stories than what the game initially portrayed. Through her actions and genuine intentions, Haruka gradually earns the trust and respect of those around her, despite their initial prejudices. She becomes determined to prove that she is capable of change and deserving of a second chance. "A Villain's Redemption: Reborn in the Otome Game" explores themes of redemption, self-discovery, and the power of empathy. Haruka's journey challenges societal expectations and demonstrates the transformative potential of compassion and understanding. As she strives to rewrite her own story, she also learns valuable lessons about forgiveness, acceptance, and the true nature of love. This novel combines elements of romance, intrigue, and self-discovery, immersing readers in a world of complex characters and evolving relationships. Through Haruka's quest for redemption, readers will be captivated by the power of personal growth and the potential for change, even in the face of adversity.
Uzair_Ahmad_Var · 4.8K Views

EL REY INDOMABLE REENCARNO EN UN MUNDO FEMINISTA.

Xie Bui es un chino de la época actual donde constantemente los hombres y mujeres luchan por ser el género dominante. Xie Bui es un hombre que a su corta edad de 19 años había logrado grandes logros en el mundo siendo como campeón nacional de ajedrez en china a sus 12 años entré otros logros considerado como un genio. Xie Bui creció en una familia acaudalada patriarcal y machista, Xie Bui piensa sobre la guerra de géneros y piensa que debería haber igualdad pero el sabe que ambos bandos buscan es la dominación y superioridad del otro aunque no le toma importancia mayor. Un día de tormenta un rayo lo impacta y muere piensa que es su fin e pero abre los ojos y descubre que a reencarnado en otro mundo donde el género dominante es la mujer donde el mundo es igual al suyo solo que la sociedad es completamente matriarcal donde todos los dirigentes y gente de poder son solo mujeres los hombres solo sirven para dar placer y satisfacción a las mujeres donde los hombres no tienen amor propio y viven como animales sin derechos o amparo alguno. Xie Bui no le da importancia pues a diferencia del resto tuvo la suerte de reencarnar en una familia rica y poderosa en el mundo en la cual el único hijo de la líder de la familia y si fuera poco su madre no puedo dar a luz en su vida y luego de mucho tiempo lo consigo esperando una hija pero tuvo un varón aunque está de igual manera sintió feliz de tener un hijo. Nuestro protagonista al ver todo por lo que pasaban los hombres y al ve como eran tratados como basura, burlados y humillados decide usar su estatus y poder para girar la balanza a favor de los hombres creando mafias, guerrillas y grupos terroristas por todo el mundo. Nota: Está historia es ficción gente así por favor comprender y no ir a protestar :) Si te gusta compartir y donar.
the_samurai_writer · 2.7K Views
Related Topics
More