Şu anda karşımda tahmin ettiğim şey duruyordu. Tahmin etmesi çok zor değildi ama korktuğum için ilk düşündüğüm şey buydu. Bu gerçek olabilir miydi? Gözlerime inanamıyordum. Bu, belki de bir rüyadır?
"▀▖┗▛▄▖▜▚┣ ▖┓┫▞┣ ▚ ▛▄┅┗▖ ▚ ▖▞┣┗▖┗┣ ▚┛▘▞━▖┅????."
Söylediklerinden hiçbir şey anlamadım. Sanki her kelimesinde evren dönüyormuş gibi oluyordu. Biraz daha devam ederse akşama yediğim kumpiri canlı canlı görebilir.
"▖┓┫▞┣ ▚??"
Sanki bir şeyi anlamamış gibi başını sola eğdi ve ellerini arkasında birleştirdi. Burada bir şeyleri anlamayan bendim bu niye triplere giriyordu? Ama o hareketi yaptığında çok tatlı durmuştu keşke bir daha yapsa. Gerçi bunu şu an neden istiyorum belli değil. Dediği hiçbir şeyden anlamadığım varlık sanki bir şeyi anlamış gibi gözlerini kapattı ve mazlumca gülümsedi. Benim 54 IQ primat olduğumu mu ima ediyordu?
"Ah, şimdi beni anlayabiliyor musun?"
Beline kadar inen dağınık sarı saçları, güneşi andıran sarı gözleri vardı. Soluk bir teni olsa da hayatımda daha kusursuz hiçbir cilt ile karşılaşmamıştım, pürüzsüzdü sanki. Bacaklarını neredeyse hiç kapatmayan tek parça, gördüğüm en güzel beyaz renge sahip bir elbise giyiyordu. Sanki azıcık eğilsem güzel şeylere şahit olacakmış gibi hissediyordum ama bunu yapmaya cesaretim yoktu. Nerede olduğumu bile bilmiyordum.
"Korkuyor olmalısın. Rahatla, kendini bana bırak."
Bunu dedikten sonra yavaşça üstüme yaklaşıp beni kollarının arasına aldı. Ben ömrümde ne kız parfümleri kokladım hiçbiri bu kızın kokusuyla yarışamazdı. Bunun doğal kokusu olduğunu varsayıyorum yani kendisi çok saf duruyordu. Madde olarak saf. Ama bu hareketle birlikte bir rüyada olduğumu anladım. Lucid miydi? En azından tadını çıkarayım. Bende kollarımı kızın arkasında birleştirdim.
"Geçti, geçti… Senin adın Ahmet değil mi?"
Sarılmayı ne zamana bırakırız bilmiyorum ama şu anda hala sarılıyorduk ve geri kalan tüm rüyayı da böyle geçirmek istiyordum. "Evet" diye cevap verdim.
"Nerede olduğunu biliyor musun?" diye sordu kız. Nerede olduğumu biliyordum. Beynimin bana acımasızca oynadığı oyunlardan birisiydi bu. İzmir kızları overrated olduğu için böyle bir rüya görüyordum. Gerçekten istediğim kız tipi buydu.
"Evet, bir rüya değil mi?"
Cevabımı duyduktan sonra kız kıkırdadı ve bana sarılmayı bıraktı. Ah be abi çok sürmedi. Benden iki adım uzaklaşarak gözlerimin içine baktı. "Yanılıyorsun," dedi. Sonrada söze devam etti. "Sen şu anda zamanın geçmediği bir boyutta yer alıyorsun. Buraya bir amaç için çağrıldın." Söylediği her kelime ağzından kadife gibi çıkıyordu. Biraz daha konuşursa bayılabilirim.
Ee, nasıl yani ne demek rüya da değilim? Gerçi beynim ben huzurlu hissedeyim diye rüyada falan olmadığıma inandırıyordur. Oç beyin seni. İyiliğimi düşünüyorsun ama aslında eziyet yapıyorsun. Her neyse kız konuşmaya devam edecek susayım.
"Buraya sana verilecek bir görev için geldin. Y**** Y**** adlı ilahi güç sana bir amaç verdi. Başka bir dünyaya gidip oraya hükmedeceksin." Dedi kız. Sesi ciddi bir tonda çıkmıştı. Dedikleri her ne kadar sikimsonik dursa da. "O kim be?" dedim. Sanırsam çok da iyi bir şey demedim çünkü kızın beden dili birazcık gerilmiş gibi durdu.
"Seni buraya çağıran ve bir görev veren kişi o. Ayrıca beni yapmış olan kişi. Daha fazlasını bilmene gerek yok."
"Seni yapan kişi mi? Baban mı yani?"
Ben bunu dedikten sonra biraz daha gerildi gibi. Başını hafifçe eğdi ve gözlerini kıstı. Önceki gibi masum durmuyordu. Sanırsam içerlendi biraz. Rüyadayım ne yapabilir ki amına koyayım?
"Zihninden geçen düşünceleri okuyabiliyorum." Dedi kız. Dediği şey o kadar korkutucuydu ki tekte inanmadım. Burası benim rüyam. Kızı bana sakso çekerken ve yüzüne attırırken hayal ettim. Yiyorsa bunu da hayal et diyecektim ki kızın yüzü bir anda iğrenmiş bir ifade aldı ve bana sanki bir canavara bakıyormuşcasına gözlerini dikti. Harbiden de okuyabiliyormuş lan.
"Y**** Y**** senin gibi bir adamı buraya neden aldı acaba. Neyse diyeceklerimi dinle. 'Riverdea' adında bir ülkeye gidiyorsun. Yeni bir kişi olarak doğacaksın. Geri kalan her şey sana kalmış. Öyleyse iyi yolculuklar." dedi kız. Beni başından savmaya kalkıyormuş gibiydi.
Ben nereye gidiyorum diyemeden gözlerim karardı ve yere düştüğümü hissettim. Sonrasında bir takım anlayamadığım uğultularla birlikte tamamen bilincim kapandı.