Duşakabinin zeminindeki uzun saç tellerinin üstünde düşünceli şekilde suyun altında durulandıktan sonra çıktı. Beyaz, 1 gün önce kullanıldığı için hâlâ biraz ıslak olan havlusuyla başını sardıktan sonra büyük havluyla da belini sardı. Bir dakika sonra da kafasına sardığı havluyu çıkarıp öyle kurulayıp fön makinesi ile de her zamanki dalgalı saç modelini yaptı. Saçları onun en önem verdiği şeylerin başında gelirdi ki, önem verdiği şeylerin çok fazla olduğu söylenemezdi. Sevmek onun için önem vermek sayılmıyordu. Başka bir kademeydi, sevmenin daha da üstü. Kendi kafa tipini beğenmeyen biriydi Rick Foreman, bu yüzden saçlarına önem verirdi o.
Bel havlusunu da çıkardıktan sonra çıplak şekilde odasına yöneldi ve bu akşamki thrash metal konseri için dünden seçtiği kombinini giydi, bu konularda bi tık sabırsız ve hevesli olabiliyordu eleman ama onu kim yadırgayabilirdi ki? Kırk yılda bir sevdiği müziğin konserine gidiyordu -tek olsa bile-. Beyaz tank, deri ceket, siyah regular pantolon, siyah parmak eldivenler. Klasik ama onun için ideal ve şık bir kombindi. Kaç yıldır aşırı önemli olan dışarıya çıkıp gezme zamanlarında bu kombini yapıp çıkıyor kestirilemez.
Eve ilk taşındığında aldığı koltuğa oturarak yarım saatte bir geçen otobüsünün zamanının yaklaşmasını bekledi, bunu yaparken de boş boş oturmayacaktı. Kafa dağıtmak için, sadece Walking Dead izlemek için açtığı televizyonunu bu sefer haberlere bakmak için açtı. Başta kendini babası gibi hissediyordu, sonra bunu garipsemedi ve haberlere odaklandı. Haber Bülteni, olağanüstü ve Rick'in ilgisini çekeceği bir haberi sunmak üzereydi. Sunucunun ağzından şu cümleler çıktı:
- Güney Atlantik Okyanusu'nun ortalarına doğru, fiziki ve jeolojik açıdan imkansız olmasına rağmen bir ada yükseldi ve Dünya neredeyse bunu hissetmedi. Adayı incelemeye gittiklerinde ekipler bu adayı olduğundan daha küçük buldu. Bu ada, diğer adalardan farksız gibiydi... ancak adada bir geçit keşfedildi ve içine atılan bir taş ortadan kayboldu. Hükümetler her ne kadar insanlık dışı olacaksa da, bu geçitten geçmesi için ekiplerin hazırlanması için toplanacak ve eğer kabul edilirse, ekiplere katılma şartları yayınlanacak.
Rick'in çocukluğundan beri doğa üstü olaylara ve bir takım korku hikayelerine ilgisi büyüktü. Üstelik monoton hayatından kurtulabilmesi için de büyük bir fırsattı bu ada olayı. Şimdiden heyecan yapsa bile seçilebileceğini hiç mi hiç düşünmüyordu. Kim bilir kaç yüz bin kişi katılım sağlayacaktı, kriterlere sahip olabilecek miydi? Bu sorular yüzünden Rick'in hevesi -her zamanki gibi- kursağında kaldı.
Bu sırada otobüsünün gelmesine bir kaç dakika kaldığını gördü ve hızlıca apartmandan çıkıp karşıdaki otobüs durağına koştu. 3 tane yaşlı insanın durduğu, uzun süredir yenilenmeyen o durağa varınca cama yaslandı ve derin bi nefes aldı. O sırada da otobüs yaklaşmıştı durağa, Rick yavaş şekilde bindi ve en arkadaki koltuğa oturdu. Otobüs konserin yapılacağı, büyük bir açık hava tiyatrosuna gidiyordu. Otobüs oraya gidinceye kadar Rick kendi düşüncelerinde yeteri kadar zaman geçirebilirdi.
- Gizemli bir ada... acaba ordaki portalımsı şeyden geçince nereye varıyoruz? Belki cehennem tasviri havasındaki bir evrenedir, ya da güzel, cennet gibi bir yerdir... yani illa kötü bir şey olacak değil ya sonunda... ben olsam hemen geçide girerdim, hem macera olurdu... Umarım millet korktuğu için çok kayıt yaptırmamıştır... Ekipleri kız erkek karması mı yaparlar yoksa tek cinsiyet odaklı mı? Eğer hükümetler Amerika ve Avrupa ağırlıklı ise -ki öyle zaten- cinsiyete bakmazlar diye düşünüyorum. Canlı türü var mıdır acep? Kesin vardır ya, kesin. Bomboş dünya nasıl oluşsun?
Böyle düşüncelerle kafasını bozarak konser alanına ulaştı. Çoğu kişi şimdiden yerine geçmiş, birbirleriyle muhabbet ediyordu. Kendisi ise bu konsere tek başına gelmişti, arkadaşlarının hepsinin işleri güçleri vardı ya da ulaşamıyordu. Buruk bir şekilde konser alanına geçip sakin bir yere oturdu, telefonuyla uğraştı. Telefonuna baktığı sırada da arada bir insanlara bakıyordu. Kendinden başka yalnız takılan tek bir kişi yoktu, bir tek kendisi vardı. Bazıları sevgilileriyle birlikteydi, cilveleşip sevişiyorlardı. Rick'in hiçbir zaman bir kız düşürme takıntısı olmamıştı ama kendisi de bir kız tarafından böyle bir muamele görmeyi isterdi.
Daha fazla eziklik psikolojisine girmeden telefonuna dönüp arkadaşlarına yazdı. Konuştukları konular futbol, gündem, oyunlar ve siyaset gibi sade konulardı. Kendi ortamlarındaki olaylar hakkında da çok şaka yaparlardı. Konser başlangıcına kadar zaman geçirmek için iyi fikirdi, en azından yalnız hissetmezdi. Telefona bakarken de bolca viski içiyordu, 2 gündür içmeye fırsatı olmadığı için bu konserde viskinin dibine vuracaktı, ki öyle de yaptı. 1 koca şişeyi bitirdikten sonra gidip ikincisini de aldı, hem içip hem de kankalarına yazıyordu. İş, güç, makara derken konserin başlangıç saati geldi ve Rick dahil herkes sahnenin önünde toplandı. Müzik grubu sahneye çıkarken herkes alkışlıyor ve çılgınlar gibi bağırıyordu, Rick ise sakin bir şekilde duruyor arada bir alkışlıyordu. Gitarist gitarın tellerini oynatıp soloyu başlatınca bütün herkes zıplamaya, hoplamaya başladı. Rick tahmin edildiği gibi yine sakince ritme ayak uyduruyordu ve viskisinden hafif yudumlar alıyordu.
En sonunda gelen hafif sarhoşluk ve gazla viski şişesini kafasına dikti ve iyice beyni gitmeye başladı. Başı fena şekilde dönüyordu, dedikleri belli belirsiz çıkıyordu. Bunun üstüne bir de arkasındaki eleman yanlışlıkla Rick'in kafasına vurunca Rick küçük çaplı bir baygınlık geçirip yere yığıldı ve rüya görmeye başladı.
Rüyasında çırılçıplak bir şekilde kendini krem renkli uzun sütunlarla doluydu. Sarı ışık hüzmeleri odanın her kenarında vardı ve aşırı rahatlatıcı bir etkiye sahiplerdi. Dışarıya bakıldığında şafak vakti gibi gözüküyordu. Zemin ise klasik dama stilindeydi ve kenarlardan 30 cm uzaklıktaydı. Karşısında ise mavi ve beyaz renkli elbise giyen, aşırı açık ten rengi olan bir hanımefendi duruyordu. Hanımefendi, sakince Rick'e döndü ve ona doğru yürüdü. Rick hareket etmek istese de hiçbir yere gidemiyordu, tipik rüya işleri. Kadın ona iyice yaklaşımda durdu ve onunla iletişime geçti.
- Demek o sensin, mucizevi ruh... Benim kader yoldaşım.
Rick'in demek istediği bir sürü şey vardı ancak öyle şok geçirmişti ki dudaklarını oynatamıyordu. Kadın, eliyle Rick'in bedenini gezdi ve sözlerine devam etti.
- Ben seni seçtim, sen de benim gibi zavallısın ama canını sıkmana gerek yok. İkimiz de istediğimizi elde edeceğiz, eğer birlikte olup çalışırsak. Bu bedende çok fazla sorunun var gibi ve eline geçen fırsattan yararlanmaktan hiç geri durmayacağa benziyorsun. Birbirimize güvenirsek sen de ben de mutlu oluruz emin ol. Hatta belki bundan sonra bile kaderde ikimiz için çizilmiş şeyler vardır, ne dersin?
Kadın, Rick'e iyice yaklaşıp ona sarıldı. Sanki onu elde etmek istiyormuş gibi. Dediği gibi Rick elindeki fırsatı asla geri tepmezdi ama karşısında hayal edemeyeceği bir manzara vardı. En sonunda ağzından bir şeyler dökülebildi ve şunları söyledi:
- Ne yapmamı istiyorsun?
Kadın hiç bekletmeden cevapladı:
- Haberlerde gördüğün Breachland portalından geçip, benim burda hapsolmamı sağlayan asillerin mutasyonlarını çal ve beni kurtar. Bunu yapmanın tek yolu da o ekibe katılman, mucizevi ruh!
Rick hayatının yeni amacını öğrendiğinde gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Ona basbayağı yüce bir misyon verilmişti ve ödül olarak da bu hayattaki sorunlarından kurtulup, şu anda ona sarılan güzeller güzeli hanımefendiyi elde edecekti. Daha kabul ettiğini bile söylemeden kadın ona son kez seslendi.
- Anlaştığımızı hissediyorum, çok teşekkürler... Merak etme, ikimiz de mutlu olacağız. Unutmadan söyleyeyim, benim adım Penelope, unutma tamam mı? dediği anda Rick'in dudaklarına şehvetli şekilde yapıştı. Bu öpüşme olsa olsa hayatlarının aşklarına kavuşan bir çiftin öpüşmesi olabilirdi.
Öpüşme devam ederken Rick yavaş yavaş gözlerini açıp uyandı ve kendini bir hastanede buluverdi. Bayılmanın sonrasında konserdeki bir arkadaş grubundaki kız acilen ambulansı arayıp durumu sekretere bildirmişti. Doktorlar konser alanına geldiğinde Rick'i ambulansa kaldırıp hastaneye yatırdılar. Tabi tüm bu süreç boyunca Rick rüyanın etkisindeydi. Bilinci tam oturduktan farkettiği ilk şey rüyasını ayrıntısına kadar hatırlayabildiği idi.