Tang chen ormanda yürümeye devam ederken bir yandan da düşünüyordu uzun zamandır douluo dalu dünyasında bir ruh canavarı olarak yaşıyordu ama hala tam olarak nerede olduğunu anlayabilmiş değildi acaba yıldız dou ormanında veya gün batımı ormanında olabilirmiydi.
Tang chen yıldız dou ormanında olmak istemiyordu yıldız dou ormanındaki ruh canavarlarının çoğu 100000 yıl sınırını çoktan geride bırakmışlardı di tian gibi çok güçlü ruh canavarları da o ormandaydı.
Tang chen gün batımı ormanında olmak istiyordu çünkü gün batımı ormanında çok fazla güçlü ruh canavarları yoktu.
Ayrıca yin yang ateş ve buz kuyusu da gün batımı ormanındaydı eğer ateş ve buz yin yang kuyusunu bulursa daha hızlı güçlenebilirdi.
Tang chen bunları düşünerek ormanda yürümeye devam etti artık ormanın kenarındaki yüksek dağlara doğru çıkıyordu çünkü o dağlarda tang chenin dikkatini çeken birşey vardı.
sadece o dağda fırtına bulutları vardı ve yıldırımlar Sürekli olarak aynı yere düşüyordu bu durum tang chene tuhaf geldiği için bir kontrol etmeye karar vermişti. Tang chenin dikkatini çeken diğer bir durum ise ormanı dışında dağlara doğru çıkarken karşılaştığı bir-çok ölü ruh canavarlarının cesetleriydi.
Bu cesetlerin sadece kafaları kırılmış ve beyinleri yenmişti, vücutlarının geri kalan kısımlarına dokunulmamıştı. Bu durum tang chen için bile dehşet verici derecede korkunçtu.
Etrafta hiç canlı ruh canavarı yoktu ya ölmüşlerdi yada kaçmışlardı tang chen fırtınanın olduğu yere yaklaştıkça fırtına daha da güçleniyordu.
Tang chen sonunda yıldırımların düştüğü yere vardı ve iki ruh canavarının kavga ettiğini gördü bu iki ruh canavarı türünden biri bitki türü bir ruh canavarına benziyordu oldukça uzun ve geniş bir alanı kaplıyordu bitkinin her yerinden yıldırımlar çıkıyordu.
Diğer ruh canavarı ise bir kuş türü ruh canavarıydı yıldırım gibi hızlıydı tangchen kuşun hızı karşında kendi hızının bir hiç olduğunu düşünmeye bile başlamıştı. Tang chen altın gözlü leopar kan hattına sahip olduktan sonra hızının büyük ölçüde artmış olduğunun farkındaydı ama bu kuşla savaşıyor olsaydı belkide nasil öldüğünü bile anlayamayacaktı.
Kuşu gözleriyle bile takip etmekte zorlanıyordu tang chen kuşun türünün ne olduğunu yavaş yavaş anlamaya başlamıştı.
Bu ruh canavarı türü zümrüt şeytan kuşuydu bu ruh canavarı oldukça tehlikeliydi ve uygulaması 30000 yıllık bir ruh canavarına benziyordu.
Diğer ruh canavarı ise bir cehennem yıldırım asmasına benziyordu ve 40000 yıllık bir uygulamaya sahip görünüyordu.
Tang chen böyle iki güçlü ruh canavarını şu anki gücüyle yenmesinin imkansız olduğunun farkındaydı bu yüzden bir an önce ayrılmaya karar verdi bu iki ruh canavarından biri onu farkederse kesin öldürürlerdi.
Karanlık niteliğini ve kamuflaj yeteneğini kullanarak oradan var gücüyle kaçtı arkasına bakmak bile istemiyordu.
Tang chen nereye kaçtığını yada hangi yöne gideceğini bile bilmiyordu sadece uzaklaşmak istiyordu bu şekilde koşarken sonunda durdu nefes nefese kalmıştı arkasını donup baktığında artık dağ gözükmüyordu bile Ayrıca yeni geldiği yeri daha önce hiç görmemişti.
burası tuhaf görünüyorfu ayrıca etrafta da tuhaf bir koku vardı tang chen kokuyu takip etneye karar verdi en azından bu yeni bölgeyi de keşfetmeye başlayabilirdi.
biraz ilerledikten sonra bazı sıcak su kaynaklarına ve kaplıcalara denk geldi bunlar küçüktü ama yinede tang cheni heyecanlandırmaya yetmişti.
Tang chenin aklında sadece ateş ve buz yin yang kuyusunu bir ihtimal bulmuş olabileceğiydi.
Tang chen ilerledi ve karşına bir çukur çıktı tang chen ilerideki çukurun içinde ateş ve buz yin yang kuyusu olabilirmi diye içinden geçirmeden edemedi sonucta güçlenmesi tamamen ateş ve buz yin yang kuyusunu bulup bulamayacağına bağlıydı.
Tang chen hızlandı ve hemen çukurdan içeri baktı ve büyüleyici bir manzarayla karşılaştı evet burası ateş ve buz yin yang kuyusuydu.
Tang chen etraftaki inanılmaz güzellikteki ilahi bitkileri ve ortadaki yarısı sıcak yarısı soğuk görünen küçük bir gölü görünce artık emin olmuştu.
Tang chen heyecanla bağırdı ;
Hahahaha sonunda seni buldum ateş ve buz yin yang kuyusu....